Konjenital Epiforalı Hastalarda Olası Antenatal ve Perinatal Risk Faktörlerinin Araştırılması [Kafkas J Med Sci]
Kafkas J Med Sci. 2024; 14(2): 156-161 | DOI: 10.5505/kjms.2024.81598  

Konjenital Epiforalı Hastalarda Olası Antenatal ve Perinatal Risk Faktörlerinin Araştırılması

Elif Sedanur Utlu1, Bahadir Utlu2, Mustafa Bayraktar3
1Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Bölge Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği, Erzurum, Türkiye
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Bölge Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği, Erzurum, Türkiye
3Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği, Erzurum, Türkiye

Amaç: Konjenital nazolakrimal kanal tıkanıklığı (LDO) olan hastalarda tedavi seçeneklerinin artırılması için etkili faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışmamız retrospektif olarak planlanmıştır. Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Polikliniğine başvuran daha önce sulanma, çapaklanma, kese bölgesinde şişlik, kronik konjonktivit gibi bulguları olan < 4 yaş altı 200 çocuğun anne yaşı, gebe kalma şekli, cinsiyet, doğum ağırlığı, doğum şekli, çoğul gebelik varlığı, kardeş öyküsü, hastanede yatış süresi, invaziv mekanik ventilatör ihtiyacı, annede preeklampsi, gestasyonel DM gibi faktörler ve tıkanıklığın her iki taraflı yada tek taraflı olması, cerrahi gereksinimi, cerrahi sayısı, anizometropi varlığı, epiforanın ne zaman başlayıp hangi zamanda sonlandığı gibi bilgileri toplanıp değerlendirilmiştir.
Bulgular: Çalışmaya alınan çocukların %52’si (n=103) erkek, %48’i (n=95) kadın idi. Konjenital nazolakrimal kanal tıkanıklığına bağlı sulanma, kızarıklık, çapaklanma gibi şikayetlerin çoğunlukla ilk haftalarda (%7,1) başladığı, bu şikayetlerin çoğunun da cerrahi müdahale olmaksızın, kese bölgesine masaj ve topikal damlalarla (%90,3) giderildiği gösterildi. Konjenital epiforası mevcut olan ve olmayan çocuklar arasında cinsiyet, çoğul gebelik, doğum şekli, doğum haftası, doğum sonrası yoğun bakım ihtiyacı, annenin gebe kalış şekli, anne yaşı ve kronik hastalıkları açısından önemli istatistiksel farklılıklar bulunmadı (p>0,05). Doğum kilosu ve pozitif kardeş öyküsü varlığı konusunda ise anlamlı farklılık saptandı (p<0,05).
Sonuçlar: Bu çalışma konjenital epiforanın olası antenatal ve perinatal risk faktörleriyle ilişkisinin değerlendirilmesi için yapılmıştır. Düşük doğum kilosu ve pozitif kardeş öyküsünün epifora etiyopatogenezinde yer alabileceği sonuçlarına ulaşılmıştır ancak bu konudaki çalışmaların geniş kitlelere ulaşılarak yapılması kanaatine varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Epifora, Sezaryen doğum, Hasner valvi, Lakrimal kanal embriyolojisi


Investigation of Possible Antenatal and Perinatal Risk Factors in Patients with Congenital Epiphora

Elif Sedanur Utlu1, Bahadir Utlu2, Mustafa Bayraktar3
1Health Sciences University Erzurum Regional Training And Research Hospital Family Medicine Clinic, Erzurum, Türkiye
2Ophthalmology Clinic, Erzurum Regional Training and Research Hospital, Health Sciences University, Erzurum, Türkiye
3Family Medicine Department, Ataturk University Faculty of Medicine, Erzurum, Türkiye

Aim: We aimed to investigate the effective factors to increase treatment options in patients with congenital nasolacrimal duct obstruction (LDO).
Materyal and Methods: Our study was planned retrospectively. The patients admitted to Erzurum Regional Training and Research Hospital Family Medicine Outpatient Clinic with symptoms such as watering, burring, swelling in the sac area, chronic conjunctivitis < In 200 children under 4 years of age, information on maternal age, mode of conception, gender, birth weight, mode of delivery, presence of multiple pregnancies, sibling history, duration of hospitalization, need for invasive mechanical ventilation, maternal pre-eclampsia, gestational DM, and bilateral or unilateral occlusion, need for surgery, number of surgeries, presence of anisometropia, when epiphora started and when it ended were collected and evaluated.
Results: Of the children included in the study, 52% (n=103) were male and 48% (n=95) were female. It was shown that complaints such as watering, redness, and burring due to congenital nasolacrimal duct obstruction mostly started in the first weeks (7.1%), and most of these complaints were relieved by massaging the sac area and topical drops (90.3%) without surgical intervention. There were no significant statistical differences between children with and without congenital epiphora in terms of gender, multiple pregnancies, mode of delivery, delivery week, need for postnatal intensive care, mother’s mode of conception, maternal age and chronic diseases (p>0.05). Significant differences were found in birth weight and the presence of positive sibling history (p<0.05).
Conclusion: This study was conducted to evaluate the association of congenital epiphora with possible antenatal and perinatal risk factors. It was concluded that low birth weight and positive sibling history may be involved in the etiopathogenesis of epiphora, but it was concluded that studies on this subject should be conducted by reaching large populations.

Keywords: Epiphora, Caesarean section, Hasner’s valve, Lacrimal Duct Embryology


Elif Sedanur Utlu, Bahadir Utlu, Mustafa Bayraktar. Investigation of Possible Antenatal and Perinatal Risk Factors in Patients with Congenital Epiphora. Kafkas J Med Sci. 2024; 14(2): 156-161

Sorumlu Yazar: Elif Sedanur Utlu, Türkiye


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
PubMed
Google Scholar


 

Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.


Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Kafkas Tıp Bilimleri Dergisi Editörlüğü
Kars, Türkiye    

Telefon: +90 474 225 11 92 - 93                                    Faks: +90 474 225 11 96

e-mail: edit.tipdergi@gmail.com

Yukarı Git